6 Ekim 2013 Pazar
ASKIDA KAHVE
Venedik‘in
kenar mahallelerinden birinde, Cafe-Barda,
espressolarımızı içiyorduk.
İçeri giren müşterilerden biri, barmene
"due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) dedi, iki kahve parası verdi,
bir kahve içip gitti,
Barmen de duvar üzerinde
asılı duran çiviye bir küçük kağıt astı.
Biraz sonra içeri iki kişi girdi.
Onlar da “trio caffee, uno sospeso"
(üç kahve, biri askıda) dediler,
Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler.
Barmen "askı“ ya yine bir küçük kağıt astı. Bunun gün boyu böyle
sürdüğü anlaşılıyordu.
Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü,
belli ki yoksul bir kişi girdi ve barmen’e
"uno caffee sospeso "(askıdan bir kahve) dedi.
Barmen hemen bir kahve hazırladı ve
Yeni müşterinin önüne koydu.
Yoksul kişi kahvesini içtikten sonra para ödemeden
çıktı, gitti. Barmen ise duvardaki askıya taktığı kağıtlardan birini kopardı,
parçalayıp çöp kutusuna atti
Bu gözlemimizin sonunda, gözlerimizi yaşartan,
fakat kesinlikle örnek almamız gereken bir
“İtalyan toplumsal terbiyesi" öğrendik
Yardım etmek için insanların gereksinimlerini belirlerken, yalnızca yaşamsal gereksinimlerle
sınırlı kalmak zorunda değiliz.
Bir Venedikli için, yaşamsal olmasa da kahve,
günlük yaşamda önemli bir yer tutmaktadır.
Kahve içebilecek kadar parası olmayan kişilere yardım edebilecek düzeydeki kişiler, kendileri bir kahve parası daha ödüyorlar.
Yardım ettiği kişiyi görmedikleri için bu kişiler de daha mutlu oluyorlar,kimden geldiğini bilmedikleri bu ikramı kabul eden kişiler ise huzurlu oluyor.
Yardım eden ile alan arasında, bu caffe-bar'daki garson gibi, köprü görevi yapan kişilerin ise güler yüzlü ve sevgi dolu olmaları gerekiyor.
İçeri giren yoksul bir kişinin
"Bana askıda kahve var mı?" diye
sormasına gerek bırakmamak için "askıda kahve olduğunu" belirten kağıt parçalarını kolaylıkla görünebilen bir yere asmak ise bu olgunun
çok zarif bir bölümünü oluşturmaktadır.
İtalyan bir yönetmenin hikayesidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder