29 Mart 2013 Cuma

PERGAMON MÜZESİ BERLİN

Berlin'deki Pergamon Müzesi, Almanya nın en etkileyici ve en çok ziyaret edilen müzesi. Müzeye girer girmez tüm heybetiyle sizi karşılayan Zeus Sunağı, Bergama'da M.Ö. 197-160 arasında yapılmış ve dönemin en etkileyici anıtlarından biriymiş. 1870'lere gelindiğinde Batı Anadolu'nun demiryolu inşasında çalışan Alman mühendis Carl Humann antik kenti bulmuş. 1878'de ise koca Zeus Sunağı, Berlin'e taşınmış...


1874 nizamnamesine göre kendi topraklarında bulunan tarihi eserleri bulan ülke üçte bir hakka sahip oluyormuş. Ve böylece hakkı olanı Almanya almış geri kalan 3de 2sini Osmanlıdan satın almak istemiş ve Abdülhamit kabul etmiş 20000 frank karşılığında  satılmış. Ve böylece antik Zeus Sunağı taşınmış..Konumuz Osmanlı'nın tarihe ne kadar değer verdiği değil elbette. 

Berlin'e Dünya vatandaşı olarak gidip mutlaka bu heybetli müzeyi ziyaret edin. Türk olarak giderseniz üzülürsünüz..(İz tv  Limonata belgesel yapımcısı Ayhan Sicimoğlu )










Vikipedi de yazılanlara göre:







Bergama Müzesi (Almanca: Pergamonmuseum) Berlin'deki Müzeler Adası'nda bulunan beş müzeden biri. Müze, Alfred Messel tarafından tasarlandı ve Ludwig Hoffmann denetimindeki inşaat 1910'da başladı. 20 yıl sonra, yani 1930'da tamamlandı.
Bergama Zeus Sunağı, Milet'in Market Kapısı, İştar Kapısı ve Mshatta Alınlığı gibi yapılar ve bu yapılara ait eserler, gerçek yerlerinden ayrıntılı bir şekilde toplanarak bu müzede yeniden birleştirilmiş, Bergama Müzesi'nin adını dünya genelinde meşhur etmiştir. Sergilenen diğer eserlerin başlıcaları; Bergama Athena Tapınağının Girişi, Bergama'dan Athena Heykeli, Halep Odası'dır.Bunun yanı sıra, Türk çini (bkz.İznik Çinisi ve halılarından da örnekler görülür.
Özellikle Bergama ve Milet'ten alınan eserlerle oluşturulan koleksiyonun Almanya'ya yasal olarak getilip getirilmediği konusunda tartışmalar vardır.Türkiye Hükümeti, bu eserlerin çoğunun gün ışığına çıktığı yer Türkiye topraklarında olduğu için, koleksiyonun geri iade edilmesi konusunda Almanya Hükümeti'ne başvurmuştur...

Müzeler Adası'ndaki Kaiser-Friedrich-Museum (bugünkü adıyla Bode Müzesi) açıldığı zaman, müzenin Alman denetiminde yapılmış kazılarda çıkan tüm sanatsal ve arkeolojik eserlerin tamamını alabilecek kadar büyük olmadığı belliydi. Babil, Uruk, Asur, Milet, Priene ve Mısır'daki devam eden kazılardan çıkan eserler var olan Alman müze sisteminde tamamıyla sergilenemiyordu. 1907'lerin başında Kaiser-Friedrich-Museum müdürü Wilhelm von Bode'nin, mevcut müzenin yanına antik mimariyi, ilkçağ sonrası Alman sanatını, Orta Doğu ve İslam sanatını kapsayacak yeni bir müze inşa etme planı vardı.
Bu büyük üç kanatlı müze 1907'den beri planlanmaktaydı. Alfred Messel 1909'da öldüğünde, onun yakın arkadaşı Ludwig Hoffmann 1910'da başlayan inşaatın başına getirildi. Müzenin inşaatı I. Dünya Savaşı döneminde de devam etti ve 1930'da müze açıldı.
Bergama Müzesi, II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru gerçekleşen Berlin bombardımanında ağır hasar aldı. Bu nedenle birçok sanat eseri korunaklı yerlerde saklandı, bazı büyük parçalar ise korunmak için duvarla çevrildi. 1945'te Kızıl Ordu, bir nevi savaş ganimeti olarak veya Berlin'deki yağmadan ve yangınlardan sözde kurtarmak için Bergama Zeus Sunağı da dahil bütün müze mallarını toplayarak dönemin Sovyetler Birliği'ne Leningrad'a (şimdiki Sankt Petersburg) götürdü. 1958'e kadar birçok eser Doğu Almanya'ya geri dönmüştür. Yalnız koleksiyonun bazı önemli parçaları hala Rusya'dadır. Bu önemli parçalardan bazıları Moskova'daki Puşkin Müzesi'nde ve Sankt Petersburg'daki Ermitaj Müzesi'nde bulunmaktadır. Buradaki eserlerin iadesi hakkında Almanya ve Rusya bir anlaşma hazırladılar; ama 2003'ün haziranında Rus iade kanunu nedeniyle bu anlaşma engellenmiştir.

                                   Foto:  Resim altı




Kaynak: Vikipedi

Resim altı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder